CK Enerji Infrastructure & Operations Direktörü Savaş Ergen şunları söyledi:
İnsanları yönetmek sistemleri yönetmekten daha zor. Günümüzde hem teknolojinin gelişmesi hem yeni jenerasyonun mantalitelerin farklı olması hem o yetenekleri şirket içerisine çekmek, şirket içerisinde çektiğiniz yetenekleri tutundurmak gerçekten zorlaştı. Hele hele pandemiden sonra farklı bir kültür oluştu. Önceden neydi? Çalışanlar şuna bakıyorlardı. Benim maaşım iyi mi? Ofis koşullarım iyi mi? Kariyer planlamam var mı? Şirket içerisinde kendimi geliştirebileceğim alanlar var mı? Cezbedilecek noktalar var mı diye bakarlardı.
Bunlarla birlikte artık ben nereden çalışacağım, nasıl çalışacağım, konforlu, trafiği çekmeden en efektif nasıl çalışacağım gibi konuları da düşünmeye başladılar. O yüzden biz de çalışanlarımıza hem hibrit modelle bir çalışma metodolojisiyle cazip hale getirmeye çalıştık. Bunda başarılı olduğumuz noktalar oldu.
İkincisi çalışanların sürekli gelişim ve iletişimine önem vermemiz gerekiyor. Gelişimleri kendi kariyerlerini etkileyebilecek, kendilerine değer katacak noktalarda gelişmelerini sağlamanız lazım. İletişim tarafında da iki yönlü. Hem sizin onlarla olan iletişiminin sağlıklı olması gerekiyor. Hem de onların yöneticileriyle, çalışanlarıyla, iş kollarına hizmet veriyorlarsa iş kollarıyla iletişimlerini düzgün hale getirmemiz gerekiyor.
Maalesef bu uzaktan çalışma o ilişki ağını biraz zedelemiş durumda. Artı olarak şirketlere olan çalışanların aidiyet duygularını geriye doğru negatif olarak etkilemiş durumda. Biz şirket olarak bundan da kurtulmak, çalışanlara devamlılığını sağlamak, şirkete bağlılığını artırmak, sürdürülebilirliği oluşturmak anlamında çalışanlarımızla yetenek havuzları oluşturuyoruz. Her yıl yaptığımız belirli oranda yetenek havuzları içerisindeki çalışanlara bazı benefitler sağlayabiliyoruz. Eğitim olanakları sağlayabiliyoruz kariyerleri açısından.
Dönem dönem hem BIÜ yöneticileri hem bizim daha üst yöneticiler olarak koçing ve liderlik yaparak onların gelişimine destek olmaya çalışıyoruz. Bu noktalarda Richard Branson’un güzel bir lafı var: “Çalışanlarınızı öyle bir eğitin ki istedikleri yere gidebilsinler. Çalışanlarınıza o kadar iyi davranın ki hiçbir yere gitmek istemesinler.” Bu dengeyi oluşturmak gerekiyor.
Şundan korkmamak lazım. Bu çalışan kendini geliştirdi. Buradan başka bir yere gidebilir korkusuna hiçbir zaman kapılmamak gerekiyor. Siz ona iyi bir koşul sağladığınız müddetçe bir çalışan farklı bir gerekçe olmadıkça başka bir yere gitmeyi çok düşünmüyor.
Bunu da örnek verirken genelde üç saç ayağı olarak anlatıyorum çalışanlarımda. Bir tanesi ücreti, hakları. Bunun içerisinde düşünebilirsiniz paketi. İkincisi şirketin vizyonu, büyüklüğü, o şirketle çalışmaktan kendini ne kadar mutlu hissettiğiyle ilgili bir durum. Üçüncüsü, daha da önemlisi aslında bir üst yöneticisinin vizyonu, bakışı, ona kattığı değer, onun gelişim noktalarını nerelere taşıyabileceğin noktasında gördüğü fayda.
Bir çalışan bunlardan herhangi biri negatif gidiyorsa şirketten ayrılmayı çok fazla düşünmüyor. Bakıyor maaşı sektörü anlamında ortalamanın biraz altında. O onu çok fazla rahatsız etmiyor. Eğer ikisi de biraz geriye doğru gitmeye başladığı zaman o zaman çalışan kendini başka bir yerlerde konumlandırmaya çalışıyor. Şirketin vizyonuyla ilgili bir açıklık yoksa veya yöneticisiyle ilgili sıkıntı yaşıyorsa, yöneticisi iyi yönlendiremiyorsa, çalışanı bunlar çalışan nezdinde negatif duruma gitmeye başladığı anda kıpırdanmaya başlıyor.
Sonrasında zaten IT sektörünü biliyorsunuz, bugün ciddi derecede açık var sektörde. Çok rahatlıkla başka bir yere geçebiliyor. Bunları sağladığınız noktada hem sürdürülebilirliği hem tutundurmayı hem şirkete olan aidiyet duygusunun artırmayı net bir şekilde sağlayabiliyorsunuz.
